Çarşamba, Ekim 27, 2010

taş.ındım..

uzaktaydım..
geldim..

özlemişim seni
korkma korkma kusmıycam.. susucam
sustuklarımı yazıcam

uzaktaydım..
geldim..

özlemişim işte..

Pazar, Eylül 19, 2010

ekikiki..

Kumpir hayatına doymadığım..

Salı, Ağustos 31, 2010

TUT Kİ ETTİM...

keşfettim..
zehrettim..
terkettim..
tut ki ettim..
sanane(kim üstüne alınırsa)

-imleri -in ve  i diye değiştirip kullanınca anlam değişikliği olmuyo
şahışların ne önemi var ki..

Salı, Ağustos 17, 2010

ZEHR-İ İSTANBUL..


İlk gün kuşlar bile tutar derler
Yalan gerçi de
Derler
Bende tuttum
Öğleye kadar sabır
Sonrası zehir
Acı
Böbrek bu
Normal olmayanından
Ramazanı da böbreği de yaratan Sen'sin
Böbreği problemli yaratan da
Şifasını vermeyen de
Sen bilensin
Sen bilirsin...
Acıyor
Hem ben hem idrar yollarım
İdrak yollarımı da acıtıyor tutmayışım
Tutturmayışın
Tutamayışım
Ramazan günü öğle vakti limonata
Çok güzel ikinci bardak
İdrak yolları fena
Sen bilensin
Sen bilirsin
Tutmak isteyip tutamayışı
Acı
Gözler
Den anlaşılmaz idrar yolu problemleri
O dışlayış
Buğz ediliş
Sabır
Fiziksel bir problemi bulunanın tutmaması
Tutamayışı
Tutturmayışın aşikar
Sen tut O yardım eder diyenlere cevap olsun
Etmiyobiliyorsun bazen
Bilerek yapıyorsun
Sen bilensin
Sen bilirsin...
Valla sigara içmek için değil bahane değil
Şehr-i Ramazan
Oldun Zehr-i Ramazan
Fiziksel problemleri olanlara
Sabır
Ha bu arada afiyet
Hoş sohbet, muhabbet
Az acı
AMİN...

Pazartesi, Ağustos 02, 2010

bilmiyorum

istanbulu mu seni mi seviyorum bilmiyorum
bilmiyorum sensiz istanbul mu kötü
istanbulsuz ben mi bilmiyorum
bilmiyorum ben sensiz huzurlu muyum
sen bensiz nâbencil biri misin bilmiyorum
bilmiyorum ben bensiz miyim gerçekten
gerçekten ben seni mi sensizliği mi seviyorum bilmiyorum
bilmiyorum istanbulsuz n'olur acaba
n'olur sakarya senle bilmiyorum
bilmiyorum nasıl olur trabzon iran çin seninle
seninle olur mu izninle bilmiyorum
bilmiyorum seninle ben kalır mıyım
ben kalır mıyım bencilce mi oldu bilmiyorum
bilmiyorum sen o musun hakkaten
hakkaten o sensen çok şey kaybeder miyim bilmiyorum
biliyorum ki... tanrıya şükür orda burda şurdasın

...benim seni düşündüğümü düşünüyorlar

Vurgunlara alışkınım çok derin sulardaki
Mazoşist değilim aslında
Tavırlarımın tepkilerinde boğulurken
Azimle yapılan iş değil beni mutlu eden
Azmin kendisi ve azimle yapılan iş sonuç vermese de
Kedileri severim
Özellikle kara kedileri karanlığı sevdiğimle ilişik
Karanlığa bürünenleri sevmişliğimi ilişkilendiremeyen bir kişilik
Bendeniz
Karanlığın içindeki ışıltışı karanlığı sevdim aslında
Esmer olanın doğal karalığındaki
Öz karanlık
Kapkaranlık
Anlık yaşamak güzelmiş martının vapurdakilerin attığı simidi yiyişindeki haz
Galata kulesiyim kız kulesine göz kırpıyorum
Kırpışımdaki selama karşılık veren gözlerin kırpışınca dağılır sürmesi
Bu sürecin uzun sürmesi
Mazoşist değilim aslında
Kalbimin hoş olduğu bu duygu insanlar tarafından nitelendiriliyorsa eziyet diye
Banane
Baksana bir bana yüzüme bak
Tuzak iplerini savur
At gözlükleriyle bakıyorum sana
Hatta gözlüklerime senin resmini yapıştırdım
Ve sana doğru koşuyorum depar ata ata
Durduğum anda burnun burnumun ucundaki soğuk ve titrek ter damlasıyla tanışacak
Sonra
Pardon deyip gideceğim
Sen önemli değil bakışını yaptığında
Ben arkam dönük uzaklaşmış durumda olacağım
Özür dilerim karanlık
Özünle uğraşmamalıydım
Ama öz möz bilmem ben özeli bilmediğim ve özelliğini hissettiremediğim gibi
Gerçekten özellerim var özel olmayan hayatımda
Biliyorum özel deyince özel olduğunu hissedemezsin özel olsan bile
Ama ama aman be
HIAAAA!
...
Sevmek güzel şey ve bir lüks yahut lükse geçiş basamağı
Sevmek güzel tüm platonikliği ve karşılıksızlığıyla
Sevmek güzel tüm uzaklıkların ardından izlenilmesiyle
Sevmek sevmek sevmek
Artı bir nefes
Eksi bir cân
Öyle ki bazen
Benim seni düşündüğümden daha fazla benim seni düşündüğümü düşünüyorlar
Yoo bazen unutuyorum allah kahretsin
Kalbimin kapısından çıkıp gidiyorsun ekmek alıp gelicem diye lakin gelmiyorsun
Aç aç konuşuyorum ortalıkta
Arada bir gelen misafir gibi olsan da
Yılda bir gelen uzak akraba gibi de olsan
Kayan bir yıldız gibi uzak ve uzun süre gidip gelmesen de
Hatta hiçbir sıfata sığmasan da ben bileyim ordasın
Orda olduğunu bileyim
Eşinle dostunla arkadaşlarınla
Yalnızlığın karanlığın teslim oluşunla
İyi ki varsın
Çaydanlıktaki suyun soğuması kadar mı
Patlayan volkanın sönmesi kadar mı olur bilmem
Düşüreceğim kendimi senden
Pes diyeceğim
Yendin diyeceğim
Gözlerini gördüğüm heryerde tebessümü yemek sonrası cigara edeceğimO yüzden öldüğüm zaman ki tebessümü başka birşeye yormasınlar
Yormasınlar
Yorgundan selamlar

BASİT DEĞİL.Mİ?

Rabbim... Yaratan Rabbim...
Sorum sana değil
Sorunum senle değil
Tek bildiğim, senin herşeyi bildiğin
Tek bilmediğimi de sen bilirsin tek bildiğimi bildiğin gibi.

Cehennemden korkarım lakin köle değilim,
Cenneti isterim lakin tüccar değilim,
Cemalini arzularım lakin aşık da değilim,
Ne yaptığımı bilmemekteyim bu kötü bir eğilim,
Seninim, sendenim lakin anlatamıyor dilim...

Küfre girmek istemiyorum!
Dediklerimle küfre girer miyim, bilmiyorum...
Şüphe şeytandandır diyip susuyorum hep, ama
Susmuyor bazı uzuvlar, susturamıyorum.
Kaldıramayacağım yükü vermezsin, biiyorum...
Sen susturabilirsin yalnız.
Yalnız sen... Yardım et...

Şimdi...
Yazıcam, çok garip olacak.
E biliyorsun içimi!
Sana anlatmak istediklerimi,
Anlatmaya kelimeler yetmiyor ya...
Yetmediği kadarıyla anlatmak istediklerimi
İnsanlara anlatamadığımda... Soracaklar...
"Amacın ne olm?"
Sana sormak istiyorum Rabbim!
"Amacım...
...daha doğrusu... İsyan olarak kabul etme sakın!
"Amacın ne?" Anlayabilsem...
Yani seni, böylece beni, tabii mesele bencillik değil
Anlayabilsem ona göre davrannıcam.

Seni zaten anlayamayız, evet...
Nopnoksanız... Aciz ve sabırsız...
Anlatamıyorum işte!
Ama sen anlıyorsun...
Bize yardım et...
Aklımızı kullanabilmemiz için verimli,
Verimli vesveselerden uzak tut bizi,
Bizi verimli hayrlarla karşılaştır ve hayrlara vesile kıl!

Rabbim... Yaratan Rabbim...
Yarattın, anlamıyorum.
İnandım, anlıyorsun.
Teslimiyet basit değil.mi?

Tırnak Yeme!k

Uçan kelebekleri kanatlarından tuttunuz mu hiç?
Elinizde bir tortu, kelebekte de bir performans kaybı olur.
Tedirginlikle başlar herşey
Faça atmak zordur
Ama zaten tırnak kesilecektir.
Belki de bir tembelliktir bu... Pis bir tembelliğin ta kendisi!
Bağımlılığı başa bela!
Uzamadan kesilir mi tırnak!
Yere düşen madeni parayı alamamak
Para bandını açamamak
Sivilce patlatamamak
Birşeyleri anlatamamak...
Ve evet!
Anlatamama sonrası
Ve anlatma öncesi
Eller ağızda...
Çıtır çıtır...
Çatur çutur...
Defol bi git yaaa!

İç(ler) acısı!

dokuz yaşından beri var bu meret bende.
leğene sıcak su koy içine oturdan
evlenince düzelire kadar giden tedavi önerileri...
hastalık, allahın bizim için yarattığı iyi bir deneme sınavı.
günahlara kefaret olacağına yüzde yüz inanıyorum da...
da... çok canım acıyor.
agresiflik hat safhada!
anlatılmaz yaşanırın klasikliğinden kurtarıp sizi
yaşayabileceğiniz şeylerden örnek vereyim.
açık yaraya kolonya dökünce yanar ya bilirsiniz
üflenince rahatlarsınız
ki bir süre sonra geçer, unutursunuz...
bende o acı sürekli var
yanıyor, terletiyor, acıtıyor.
üflenmeyecek kadar da kapalı bir yerde yara.
yara değil gerçi
zaten vücudun içinde cereyan ettiğinden bu vaka
amonyak ürik asit olamadan
tüm idrar yolllarını yakıyor kolonya misali...
idrak yollarını da...
agresifim ve terliyorum.
olduğum yerde...
olduğum yerden kıpırdamak istemiyor
konuşmak, şakalaşmak, herhangi birşey yapmak
hatta yaşamak bile istemiyorum!
eelden birşey gelmiyor...
çaresizlik kötü.
hâlâ acıyor, kahretsin!!!

Salı, Temmuz 06, 2010

I'm Sam.. I'm Dad.. I'm.. am.. I love Lucy..

bir İNSAN!
7 yaşında bir erkek.. O bir baba..
nasıl olduğu hiç önemli değil biraz önce hastanede doğan Lucy'in babası o!
Hi Lucy.. I'm Sam.. I'm your father..
anne gider.. çünkü Sam 7 yaşındadır..
anne kaçar! çünkü İNSAN değildir..
annenin kaçarken kamyon altında ezilip gebermesi gerekir! çünkü bencil fahişenin tekidir!
Sam yalnız..
karşı odadaki Annie de olmasa..
Lucy büyüyor..
1.. 2.. 3..
4.. 5.. 6..
ve.. 7 yaşında
Lucy şanslı.. çünkü babasıyla parka giden tek kız o..
Lucy şanslı.. çünkü Sam onu sadece baba gibi değil, arkadaş gibi de seviyor
bir abla gibi de seviyor, bir anne gibi de seviyor kızını..
çünkü Sam 7 yaşında..
7 yaşında babasını çok seven güçlü bir kız..
7 yaşından kızından ayrılmak istemeyen ama ne yapacağından emin olmayan bir ADAM..
bir BABA!..
anneliğinde, insanlığından utanan insan(!)lar..
yarım kalmış çocuklar.. malzemesi eksik konmuş çocuklar..
dışarda unutulup ekşimiş çocuklar..
bir daha engelli(!)lere nasıl davranacağınız konusunda tekrar mı düşünürsünüz
yoksa ben engellimiyim diye mi düşünürsünüz bilemem!
duygularınızı kontrol etmenin zorluğunun farkına da varabilirsiniz
halinizin / halimizin içler acısı olduğuna da..

izleyip düşünmek ve yaşantısına tekrar gözatmak isteyenler için..
"I'm Sam"..

NOT:
eğer notebook da izleyecekseniz klavyeden uzak durun..
gözyaşlarınız klayveyi ıslatıp bozabilir.

Pazartesi, Temmuz 05, 2010

gel.di.m...

öncelikle bu ansızın kaçışımı merak eden Zerrin'e teşekkürü borç bilirim.
kaçtım çünkü karmaşıkladım çormanladım sayfayı
her gelene eyvallah dedim hayatımda da sayfamdada..
zırt pırt renkleriyle oynadım
yazı tipleriyle
karakterleriyle
karakterimle..
dont stoplık burada stop olmalı
duruyorum.. şu noktada duruyor ve düşünüyorum
özürlerimi iletir
hoşgeldinizlerimi sunarım..